26 Kasım 2010 Cuma

Geçmiş Bayram ( Floransa)

DSC03691

Bayram geldi geliyor derken üzerinden bir hafta bile geçti. 9 gün olması sebebiyle birçoğumuz tercihini yurtdışından yana kullandı. Bizde eşimle uzun süredir hayalini kurduğumuz Toscana turumuzu yaptık. Herhangi bir tur almadan kendi imkanlarımızla uçağımızı ve otelimizi ayarlayıp soluğu Floransa'da aldık. Daha önce orda yaşadığım için hiç zorluk yaşamadık.

DSC03696

Pisa kulesinde klasik pozlar verdik. Verenlerle de dalga geçtik. Şehirde güzel bir yürüyüş yaptık. Vitrinleri izledik.

DSC03786

Arno nehri üzerindeki kısacık köprülerde öylece durup şehri izledik. Hava bizden yanaydı. ne çok soğuk ne de sıcaktı. Bahar gibiydi nerdeyse. 7 yıl geçmesine rağmen hiçbirşeyin değişmediğini görmek şaşırtıcıydı. Halbuki bizim ülkemizde ne çok şey değişiyor.

DSC03925

Siena'ya gitmeyi de ihmal etmedik. Nasıl da güzeldi daracık sokaklar. Meşhur Palio yarışlarının yapıldığı Il Campo meydanında capuccino'larımızı yudumlarken insanları izledik. İtiraf ediyorum Siena çok soğuktu. Donduk hatta. Ama gittiğimize değdi. Floransa'ya kadar gitmişken uğramadan dönmeyin. Santa Maria Novella istasyonundan sürekli tren var. Yolculuk nerdeyse 1 saat sürüyor. Trenden indiğinizde şehir merkezine giden otobüslere biniyorsunuz. ve ta taam Il Campo'ya çok yakınsınız. Dar sokaklardan sonra meydana ulaşıyorsunuz.

İtalya yine çok güzeldi. Alışverişler yapıldı. Yeni sezona dair notlar alındı. Sanırım giyinmek üzerine İtalyanlardan alacağımız daha çok ders var. Bu kadar yaratıcı kombinler karşısında gerçekten çok etkilendim. Sokak modası almış başını gitmiş.

Şimdilik Floransa notları bu kadar. Neler mi aldım az sonra :))

25 Kasım 2010 Perşembe

Kasım Bitmeden "Nuxe" lanın!!



Nuxe markasını eminim birçoğunuz duymuşsunuzdur. Özellikle elit eczanelerde standını mutlaka görmüşsünüzdür. Benimde açıkçası uzun süredir aklımdaydı Nuxe ürünlerini incelemek. Ve incelemeye başladığımda aslında ne kadar geç kaldığımı anladım çünkü gerçekten de ihtiyaçlarımı bir çok açıdan karşılayacak ürünler sunuyor.

Özellikle genç ciltler için ilk yaşlanma etkilerini yumuşatmaya yönelik serisi benim oldukça ilgimi çekti. Özellikle Kasım ayında cazip bir kampanya sunuyor.

Eğer siz de ilgileniyorsanız hemen anlatıyorum;

Nuxe’ün, cildinizi güzelliğe hazırlayan 3 Gül, tüm ciltleri temel ihtiyacı olan neme doyuran Creme Fraiche, 25 yaştan itibaren oluşmaya başlayan ilk kırışıklık belirtilerine karşı bakım sağlayan Nirvanesque, karma ve yağlı ciltlerin problemlerine karşı doğal bakım sunan Aroma Perfection serileri, şimdi kasım ayı boyunca temizleyici hediyeli. Bu serilerden herhangi bir ürün aldığınızda, 3 Gül Temizleme Suyu ya da 3 Gül Temizleme Köpüğü’nden birini yanında hediye olarak seçebilirsiniz.



İşte size hediye olarak verilecek olan temizleyici hakkında şaşırtan bilgiler;
İçeriğinde bulunan kırmızı, siyah ve beyaz güllerden adını alan 3 Gül Serisi, yüz ve göz bölgesi için üstün temizleyici etkisi gösteren mükemmel bir seri. 3 Gül Serisi makyaj temizleyici olarak kullanılan temizleme suyu ve köpüğüne ek olarak, ultra yumuşak makyaj temizleme sütü, ferahlatıcı ve yumuşatıcı tonik losyon, mekanik peeling sağlayan nazik arındırıcı, nazik temizleyici ve arındırıcı maske gibi ürünleri de içeriyor. Hassas ciltler dahil tüm cilt tiplerinde rahatlıkla kullanılabilen 3 Gül Serisi, diğer Nuxe serilerinde olduğu gibi doğal içeriği ile dikkat çekiyor, paraben ve fenoksietanol içermiyor.

Nuxe’ün “Genç Cilt Kampanyası”nın hediyesi olan 3 Gül Temizleme Suyu, yüz ve gözler için ultra makyaj temizleyici olarak kullanılırken cildin pH dengesini de koruyor. Alkol ve suni parfüm içermeyen ürün, %90 oranında gül çiçeği suyu, yeşil çay özü, kırmızı, siyah ve beyaz gül gibi doğal içeriklerden oluşuyor. 3 Gül Temizleme Köpüğü ise yine %81 oranında doğal içeriklerden oluşuyor. Nemli yüze sabah ve akşam uygulandığındayüzü etkili bir şekilde temizliyor.



Ben denemek için sabırsızlanıyorum. Umarım sizde dener ve görüşlerinizi benimle paylaşırsınız. Eskiden annelerimiz yüzünü gül suyuyla temizlerdi. Şimdi ise Nuxe bizler için daha fazlasını yapıyor ve çok daha iyi formüle edilmiş ürünlerle bizi şımartıyor.

2 Kasım 2010 Salı

BIODERMA Cilt Bakım Kremleri

DSC03622

Ne kadar uzun zaman olnuş yazmayalı. Yaz bitmiş sonbahar geçmiş hatta kış bile gelmiş. Çekirdek ailemizde herşey çok şükür yolunda. Keyfimiz pek yerinde. Hazır bu aralar pek bir koşturmam yokken aklımdaki tavsiyelerimi paylaşmak istedim. Oldukça hassas ve kuru olan cildim havaların ısınmasıyla birlikte biraz naz yapmaya başladı. Pul pul dökülmeler ve kızarıklık en çok şikayet ettiğim noktalar. Bu sebeple biraz araştırma yaptıktan sonra hemen bir eczaneye gittim ve bir uzman tavsiyesi aldım. Yıllardır kullandığım kozmetik markalarından sonra şimdi dermokozmetik'e geçmiş bulunmaktayım. Ve karşınızda BIODERMA ailesi.
DSC03619

Cidim hassas ve aynı zamanda kuru olduğu için temizleme sütü için Hydrabio, tonik olarakta kullanabileceğim temizleme suyu olarakta Sensibio serisinden aldım.

DSC03620

Nemlendirici olarak yine Hydrabio serisinden Serum, ve her mevsim mutlaka kullanılması gereken yüksek koruma faktörlü ve tinted yani hafif ten rengi olan cildi yatıştırıcı özelliğe sahip nemlendiricisini tercih ettim.

DSC03621

Hassas göz çevresi için yine Sensibio serisinden faydalandım. Aynı zamanda sabah akşam kullanacağım kılcal damarları tedavi edici özelliğe sahip AR kremini aldım.
Şimdilik pek bir memnunum. Umarım havalar daha da soğuduğunda cildim eskisi kadar zarar görmez.

1 Eylül 2010 Çarşamba

Ece Erken Yeni Saç Rengi



Twitter hayatımıza girdiğinden beri magazin yeni bir boyut kazandı ne dersiniz. Magazin sitelerinde ya da gazetelerde okuduğumuz haberlerin doğrusu ünlülerimiz tarafından anında jet hızıyla yalanlanıyor. Dahası kimi kuaförden, kimi tatilden, konserden anında tweet atıyor, resim yüklüyor. Ünlüler için hayranlarıyla bu kadar vıcık vıcık olmak iyi midir bilmiyorum. Çünkü artık gizem denen şey kalmadı. Haklarında çok şey biliyoruz artık.

Bu kadar çok bilmek maalesef her zaman iyi olmuyor. Mesela ben bu kızı tweeter'dan önce severdim. Akıllı kız derdim. Fakat tweet'lerini okumaya başladıktan sonra fena halde soğudum. Nasıl ki bloglarda artık heryerde aynı konu başlıkları yer alıyorsa aynı kısır döngü tweeter için de olmaya başladı. Bakın bugün ne giydim, yedim içtim hatta yeni saçım vs.

Eleştirmek bir yana yinede hayatımızda bu tarz eğlencelerin olması da hoşuma gitmiyor değil.

Gelelim konumuza yeni saç imajım dediği uzun ve sarı saç. Nesi yeni ben anlamadım. klasik ECe Erken Style işte :))

24 Ağustos 2010 Salı

Naciye Teyze Konağı'nda Size Özel İndirim :)

Bir süredir rahatsız olduğum için blogumla ilgilenememiştim. Bir önceki yazımdan dolayı nazar değdi sanırım.

Naciye Teyze'nin büyük oğlu Ahmet Bey blogumun okuyucularına özel %10 indirim uygulayacaklarını belirtmiş. Yanlız bir şartla blogumdan size 1 soru sorarak. Tek yapmanız gereken blogumun selamını söylerek indirim rica etmeniz.

Şimdiden afiyet olsun. Bu fırsatı değerlendirin.

Ahmet Bey'e bir kez daha nezaketinden dolayı teşekkür ederiz.

Naciye Teyze Konağı ile ilgili yazım burada

www.naciyeteyze.com

17 Ağustos 2010 Salı

Checked-up :)



Daha önce bahsetmiş olduğum sağlık sigortamızın bize yılda bir kez check-up yapma imkanını geçen haftalarda kullandık. Çok şükür ciddi bir şey çıkmadı. Ben tabiri caizse domuz gibiyim. Eşimde ise yüksek kolesterol var. Hem de oldukça yüksek. Zaten yeterince dikkat ettiğimiz beslenme alışkanlığımıza şimdi bir de düzenli sporu eklememiz gerekiyor.

Hazır bebiş için hazırlıklar yapmaya başlamışken bende doktora gidip herşeyin yolunda olup olmadığını kontrol ettirdim. Neyseki ufak miyomlar dışında herhangi bir problem yok.

Sevgili Laçin'in de bebek haberini alınca özenmedim desem yalan söylemiş olurum. Allah hem bize hem de isteyen tüm çiftlere sağlıklı, hayırlı bebekler nasip etsin.

Kahve-Altı (kahvaltı)




İşte benim klasik her sabah yaptığım kahvaltı. Uzunca bir süredir hiç aksatmadan hazırlıyorum. Çayı kahvaltıda kestim, yerine süt içiyorum.

Gevrek içinde tam tahıllısını alıyorum Migros'tan. Diğer illerde var mı bilmiyorum ama İzmir Ege Park'taki tam tahıllı gevrekler şahane ötesi.

Dolgu Topuk "Nine West"


Bu yaz her ne kadar alışveriş yapmamaya tövbe ettiysem de kardeşimin heveslendirmesi sonucu elimde bu ayakkabıyla Nine West'ten çıkıverdim. Yaz aylarında dolgu topuk benim için çok rahat oluyor. Hemen hemen her türlü kıyafetle uyum sağlıyor.

Nine West'i sezon öncesi şööle bir gezerken aklımda kalmıştı bu ayakkabı. Sanırım nasibimmiş. Bir şeyi çok istersek olurmuş.

Nasıl ama iyi bahane kabul edin :)

20 Temmuz 2010 Salı

Kumral Olma Sevdası



The Hills kızlarını görünce içimdeki kumral olma isteği kabarıverdi birden. Yaz nerdeyse bitiyor ben yeni yeni saçlarımın rengiyle oynamaya karar veriyorum. Hadi bakalım ihtiyacım olan tek şey biraz cesaret.

Bana gelince izmir yanıyor kavruluyor. Sıcaklarla arası iyi olmayan ben ise evden burnumu dahi çıkaramıyorum. Tek yaptığım şey bol bol mevsim meyvelerinden yiyip su içmek. Bazı haftasonları ise Çeşme'ye kaçıyoruz. Güneşlenmeyi sevmediğim için ten rengim hala beyaz. İzmir'e gelip ten rengi bembeyaz birini görürseniz işte o benim.

Sıcaklardan dolayı keyfim pek yerinde olmuyor bu sebeple buralara uğramazsam bilin ki kışı iple çekiyorum.

Yine de arayı bu kadar uzatmam merak etmeyin.

16 Haziran 2010 Çarşamba

Kirpik Besleyici Ürün Uyarısı [ Mavala ]



Sevgili Banu'nun şu yazısında kirpik uzatmayla ilgili olan ürünü görünce başımdan geçen acı bir tecrübeyi paylaşmadan ve uyarmadan geçemedim. Yaklaşık 3 yıl önce bende kirpiklerim daha dolgunlaşsın ve çabuk uzasın diye ürün arayışına girdim ve nette olumlu yorumları okuduktan sonra Mavala'nın kirpik besleyicisine karar verdim.

O dönem çalıştığım ve hergün makyaj yaptığım için kirpiklerim sık sık dökülüyordu ve biliyorsunuz dökülen kirpiklerin yerine kolay kolay yenisi çıkmıyor. İyice seyrekleşen kirpiklerim için Mavala'nın ürününü kullanmaya başladım. Fakat bir süre sonra geceleri gözlerimin inanılmaz ağrıdığını farkettim. Hatta gece uykumu bile bölmeye başladı. Sonra kullandığım üründen kaynaklanabileceğini düşünüp kullanmayı bıraktım. Ve ağrılar geçmişti. Yaklaşık 2 hafta hiç kullanmadım sonra bişiycik olmaz diyerek yine başladım ama aynı ağrı hemen başlayınca ürünü direk çöpe attım. Neden ve nasıl oldu biliyorum ama olacaklardan korkup bir daha gözümle ilgili konularda kozmetik ürünü seçerken daha dikkatli olacağıma kendi kendi söz verdim.

Sakın kızlar sakın !!! Benim başıma gelenlerin aynısı size olmayabilir ama yinede siz dikkatli olun. Gece yatmadan önce parmak uçlarınızla azıcık badem yağı sürseniz bile; o bile işe yarayabilir. Yeni kirpik çıkarmak yerine mevcut olanlara en iyi kozmetik ürünlerini kullanarak ve temizliği esnasında nazik davranarak istediğiniz sonuca ulaşabilirsiniz.

Konuyu gündeme getirdiği için sevgili arkadaşım Banu'ya teşekkürler.

15 Haziran 2010 Salı

Melissa Shoes



İlerde Allah nasip ederse kızım olursa herhalde ikimizede alacağım şu cici ayakkabılardan. İşte buraya yazıyorum. Almazsam beni bulun :)

11 Haziran 2010 Cuma

Chanel Kapatıcı



Kendimi bildim bileli Lancome'un kapatıcısını kullanıyorum.( DUM) Çünkü Paris'te Duty Free'de gezerken Lancome standında kapatıcıyı göremeyince şaşırdım. Çünkü aklımda bitmeye yakın malzemelerimin yedeklerini almak vardı. Reyon görevlisine sorduğumda açık açık bana Fransa'da bu kapatıcının pek tutmadığı oldu. Şaşırdım !!! Çünkü TR'de çevremde herkesin beğenerek kullandığı bir kapatıcıdır Lancome.

Bende farklı bir arayışa girmiştim ki saolsun kız beni bundan sonra asla vazgeçemeyeceğim Chanel'in bu kapatıcısıyla tanıştırdı. İyi ki tanıştırmış. Nasıl güzel nasıl güzel anlatamam. Kapatıcılığı çok iyi. Günün ilerleyen saatlerinde göz altlarınız morarmıyor. Lancome'da az da olsa bu sorun vardı. Chanel 'de yok. Kolayca sürülüyor. Çizgilere girerek topaklanma yapmıyor.

Aklınızda bulunsun derim.

Chanel 505 Oje Yorumları



Hani demiştim yaa alıcam diye. Paris'te bir kaç yerde bulamayınca ümidimi kesmiştim ki sonunda Sephora'da bulunca kaçırmadım. Bir ojeye 26 € verinde ister istemez beğeniyorsunuz :P Şaka bir yana oldukça farklı bir duruşu var. Bilinen renklerin çok dışında. Yakın tonunu yakalayan markalar var ama bence aslı kesinlikle harika.

Sevdim :) Bayıldım :)

23 Mayıs 2010 Pazar

Paris'te Gezilecek Yerler

Herkes biliyor elbette ama ben yinede bol fotoğraflı bir yazıyla paylaşmak istedim. Önümüzdeki günlerde gideceklere tavsiyeler.Şimdiden iyi tatiller.

Ayrıca bu Paris ile ilgili son yazım olacak. Bundan sonra aklıma geldikçe aralarda detayları paylaşırım. Çok fazla sıkmak istemiyorum açıkçası. Çünkü paylaşacak çok şey var.



Tabiki Eiffel Kulesi. Ve kulenin en güzel görüldüğü yer ise Trocadero Meydanı.


CHAMPS ELYSEES

LOUVRE MÜZESİ


SEX AND THE CITY MR. BIG İLE CARRRIE DESEM ANLARMISINIZ. AŞIKLAR KÖPRÜSÜ


NOTRE DAME KİLİSESİ



ÖZGÜRLÜK ANITININ KARDEŞİ


MONTMARTE RESSAMLAR TEPESİ ( SACRE ECOUR )


ORSAY MÜZESİ


LÜKSEMBURG BAHÇELERİ

20 Mayıs 2010 Perşembe

Paris'te Alış*Veriş



Paris'e alışveriş umuduyla giderseniz hüsrana uğrarsınız eğer cebinizde 2000-3000€ civarı bir rakamla gitmediyseniz. Çünkü inanılmaz pahalı bir yer. Heryerde karşınıza elbette H&M , Zara, Mango gibi zincirler çıkıyor elbet ama H&M'de ucuz fakat hiçbir özelliği olmayan etiketlerinde Made in Turkey ibaresi bulunan bir marka nihayetinde. Ülkemizde pazarlarda satılıyor.

Bu yüzden window-shopping yapıp gözününü gönlünüzü açabilirsiniz. Çünkü pahalı ama çok zevkli şeyler var. St.Germain, BD. Haussmann ve Champ Elysee gezmek için ideal. BD. Haussmann'da mutlaka Printemps ve Galeries Lafayette'ye uğrayın. Champ Elysee'de ise Louis Vuitton mağazasını gezmeden gelmeyin. tabi ki içeriye girmek için oluşan kuyrukta beklemekten sıkılmazsanız.

Bence ne varsa bizim ülkemizde var. Yurtdışına alışveriş için gitmek artık eskilerde kalmış. Tek avantajı 175€ üzeri alışverişlerinizde alacağınız TAX FREE. o kadar!

Ben ne mi aldım? Cevabı önümüzdeki günlerde :)

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Paris'te nerede yenir??

Paris'te yemek olayı biraz problem. Çünkü orta sınıf için düşünülmüş alternatifler yok ya da çok az. Ya lüks restoranlar var ya da Mc Donalds , KFC gibi zincirler var. Ve o zincirlerde de servis kalitesi inanılmaz düşük. O yüzden Paris'te yemek konusunda "atıştıracaksınız açlığınızı yatıştıracaksınız" hemen hemen her yerde olan krepçilerden krep yiyebilir ya da baget sandwichler alabilirsiniz.

Yine cafeleriyle meşhur Paris'te bir yerde oturup kahve içmenin bedeli de nerdeyse yemek yemeğe eş değer. Bir kere geldim yerim de içerim de derseniz size her yol Paris :)

İşte size bir kaç ünlü adres;



Paris'e gidilir de macaron yemeden gelinir mi? Tabiki hayır. Macaron ve pastalarıyla ünlü La Duree'deki kuyrukta sabırla bekleyip macaronlarından tadabilirseniz şanslısınız. Her daim kuyruk mevcut. Bizde zevkimize göre karışık bir paket yaptırdık. En sevdiklerimiz vanilyalı, çikolatalı, kahveli ve fıstıklı oldu. Tanesi yaklaşık 1,5€



Deniz ürünleri sevenler için ideal bir adres Leon de Bruxells. Özellikle rokfor soslu midyesi çok popüler. Biz eşimle midye sevmediğimiz için deneyemedik ama sevenler mutlaka uğrasın. Midyeler geniş tencerelerde geliyor va yanında french fries'la birlikte servis ediliyor. Fiyatları da gayet makul. Atıştırmalık olarak ideal.



Paris'in birçok yerinde Hippopotamus ismindeki bu yerel yemek zinciri mevcut. Menüsü tamamen et ve tavuktan oluşuyor. Kişi başı 15 € gibi bir rakama çok güzel doyuyorsunuz. Biftekleri ve tavuk şişi özellikle çok lezzetli. Damak tadı olarak bize çok yakın.Ayrıca etinizin pişme derecesini kendiniz belirleyebiliyorsunuz.

18 Mayıs 2010 Salı

Home Sweet Home



Sabırsızlıkla beklediğim hep hayalini kurduğum Paris seyahatimizden döndük. 4 günlük kısacık tatilimize elbetteki çok şey sığdırdık. Paylaşacak ve anlatacak çok şey var. Kimi gördüğüne sevinmiyor amaaann bu muymuş diyor Paris için ama bence imkanı olan herkes bir kerecik de olsa görüp o şehri yaşamalı. Gerisi hikaye.

Biz eşimle çok sevdik, çok eğlendik bir o kadarda Paris'i karış karış gezmekten yorulduk. Şimdi bana bir kaç gün müsade biraz dinleneyim ayrıntılı Paris yazılarıyla dönücem. Bu hafta bu blogda Paris haftası.Uyarmadı demeyin. Başka yazı beklemeyin :)))))

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Gidiyorum * Gelicem

Hazırlıklar tamam. Umarız sağlıkla gider geliriz. Yediğimiz içtiğimiz bizim gezip gördiklerimizde sizin olmak üzere hoş hatıralarla dönmeyi planlıyoruz.

Coming soon :)
Nuray

7 Mayıs 2010 Cuma

Ebru Şallı ve Hamilelik



İlk bebeğine hamileyken karnı bundan daha fazla şişmemişti. Sanırım ikincisinde daha da az şişecek. Çünkü hala hamile olduğuna dair en ufak bir şişlik yok. Her sabah hala pilates yapmaya devam ediyor.

Peki bu kadarı da fazla değil mi yani? Onu izleyen anne adayları özenip pilates yaparlarsa??? Yine de bence bravo.

6 Mayıs 2010 Perşembe

Reklamlar Hakkında

Bir süredir reklam yayınlamam konusunda bilgi mailleri alıyorum. Özür dileyerek belirtmek istiyorum ki reklam alma konusunda tavrım oldukça net. Burasını ticari bir alana dönüştürmek istemiyorum. İşin içine ticari kaygılar girdiğinde blog farklı bir havaya dönüşüyor. Reklam alan arkadaşlarımı eleştirmiyorum kararlarına saygı duyuyorum. Ama bende birçok blog yazarı gibi reklam almak istemiyorum.

2005 yılında ilk blogumu oluşturduğumda da niyetim şimdi olduğu gibi insanların günlük koşturmaca içinde keyifle okuyabileceği bir alan oluşturmak idi. Bu sebeple zamanım, gönlüm elverdiği sürece bu alan bu şekilde kişisel kalmaya keyif vermeye devam edecek. Tavsiye ettiğim ya da burada yer verdiğim ürünlerde tamamen benim kişisel deneyimlerimdir.


İlgilenenlere ve 3. şahıslara duyurulur.

*BabyBloom Mama Sandalyesi*



Dönem dönem bebek eşyalarına olan ilgim kabarıyor. Hormonlarım sağolsun. Bende ilgimi çeken ve beni cezbeden ürünleri sizinle paylaşmak istiyorum. Olur ya bir ürünü nette araştırırken yolunuz tesadüfen buraya düşerse tavsiyeme uyun ve ürünleri gönül rahatlığıyla alın diye :))

Son gözdem BabyBloom mama sandalyesi. Bir arkadaşım bebeği için yurtdışından aldı. Ve nasıl şık nasıl kullanışlı anlatamam. Biraz pahalı ama tek bir ürünü uzunca bir süre kullanacağınızı düşünürsek verilen paraya değiyor. Tr'de de satışı yapılıyormuş sanırım.Ben TreeHouse'un sitesinde gördüm. Detalı bilgiyi onlardan alabilirsiniz sanırım.


Şimdiden keyifli alışverişler...

Chanel *505* Oje



Kimi zaman çok yoğunum kimi zaman çok yorgun. İkisinin ortasını bir türlü bulupta bilgisayarın karşısına geçip bir iki satır yazamıyorum. Sırf yazmış olmak içinde alelade yazılarla geçiştirmekte istemiyorum.

Dün gece hıdırellezdi. Dilekler tutuldu, istekler yazıldı hatta çizildi :) İnşaallah herkesin gönlünden geçenler olur. Ama herşeyden önemlisi herkesin sahip olduğu şu *EGO* yerini birazda olsa manevi hissiyatlara bırakır. Birçok yerde (nette ve TV'de ) *BEN* yaptım *BEN* buldum, ilk *BEN* yazdım gibi cümleler can sıkmaktan öte gitgide ucuz muhabbetlere bırakıyor. Kimse kimseyi çekemiyor. Milyonlarca insanın yaşadığı şu dünyada belli şeylerin yanlızca belirli insanlara ait olması pek muhtemel görünmüyor. Bu dünya bu hayat hepimizin. Aşktan da, paradan da, sağlıktan da, başarıdan da , güzellikten de hepimiz nasibimizi alacağız.Alıyoruz da.Kimsenin bir şüphesi olmasın.

Cuma günleri TRT1'de Günbegün Programında Cemalnur Sargut meğer ne güzel anlatıyor kendi deyimiyle insan-ı kamili. Dinlenicek çok güzel sözler, alınacak çok güzel dersler var o sözlerde. Vakit bulduğunuzda kulak kabartın derim.

Konuyla alakasız resme gelince. Paris için hareket vakti yaklaşıyor.Kısmetse önümüzdeki perşembe günü gidiyoruz. Ebru Şallı'da görüpte beğendiğim ojeyi alınacaklar listesinin en tepesine yazıverdim.

27 Nisan 2010 Salı

Jennifer Lopez'in rapunzel saçları



Tam da bugünlerde saçlarımı kestirmeye karar vermişken bu fotoğrafı görmem iyi olmadı. Belime kadar gelin saçlarımı tararken, şekil verirken çok zorlanıyorum. Tartılırken bile saçlarım en azından bir 600 gr vardır diyorum :) Yaz da geliyor hafif olayım istiyorum.

Ama şimdi yine kafam karıştı. Ne kadar güzel görünüyor Jeniifer'ın saçları.

people.com

14 Nisan 2010 Çarşamba

Jessica Alba [ Bahar Giyim Tarzı ]



Sadece Jessica Alba değil bir çoklarımızın bu mevsim tercih ettiği giyim tarzı bu. Gömlek, hırka, jean. Zahmetsiz, rahat ve şık.

people.com

13 Nisan 2010 Salı

Bekle bizi Paris !!!



Evlilik yıldönümümüzde havalar çok soğuktu. Bizde eşimle evde başbaşa geçirmiştik. Mayıs ayında eşim yıllık izne ayrılacağını ve bana süpriz yapıp Paris sehayati ayarladığını söylediğinde havalara uçtum. Şimdi heyecandan içim içime sığmıyor. Çünkü gelmiş geçmiş en romantik şehre gidiyoruz. Aşkımızı, evliliğimizi ve hatta geleceğimizi kutlamak için.

Tavsiyelerinizi bekliyorum.

6 Nisan 2010 Salı

Skoda [ YETİ ]



Yeni oğlumuz Yeti. Skoda'nın bu ay ülkemiz pazarına sunduğu canavarı. 1.2 olması sebebiyle vergisi düşük. Yani satın aldıktan sonraki masrafları bu tarz bir araç için düşük. jeep denilemez belki ama yüksek bir 4.2

Kavuşmamız için önümüzde uzun bir zaman var. Çok araştırdık ve yapılan tüm yorumlarda inanılmaz başarılı olduğu söyleniyor. Ne de olsa Almanlar yapmış. İçi bildiğiniz VW Polo, dışı ise çakma Freelander :)

Araba almak isteyenler ya da değiştirmek isteyenler mutlaka bir Skoda bayiisine uğrayın derim.

4 Nisan 2010 Pazar

Netteki Bilgi Kirliliği



Son zamanlarda bir bakıyorum çevremde herkes bitki uzmanı, doktor. Bir güzel reçete yazıp elinize vermedikleri kalıyor. Bu durum internette de aynı. Özellikle konu hamilelik ve bebek bakımına geldiğinde nette inanılmaz bir bilgi kirliliği var. Özellikle de forumlarda. Resmen ilaç ismine kadar yazıp söylüyorlar mutlaka kullanın diye.

Doktorlar ise bu durumdan çok sıkılmış durumda. Çünkü yanlış bilgilerle yönlendirilen kadınlar sağlıklarını tehlikeye atıyorlar farkında bile değiller. Çünkü her bünye farklı. Nasıl da doktorlarına danışmadan bu işlere kalkışıyorlar anlamıyorum. Yok bunu iç sütün artsın, yok çocuğuna bunu içir gazı geçsin.

Konu sağlık olduğunda bence herkes nette bloglar arasında ya da forumlarda araştırma yapmak yerine doktorlara danışmayı seçmeli. Poşet bitki çayları neyse ama aktarlarda satılan özel karışımlar inanılmaz tehlikeli. Zayıflamak için bile olsa mutlaka bir doktora danışmak hayat kurtarabilir.

Kozmetik, cilt bakımı gibi konularda bile tavsiyelere mutlaka önce cildinizde denedikten sonra satın almaya karar verin.

Az önce duyduğum bir söz konuyu aslında özetliyor " Bir komşunun dediğini ancak 3 profosör temizlermiş."

3 Nisan 2010 Cumartesi

Benim rengim [ Mavi-Beyaz]



Bu sene sanırım benim rengim mavi-beyaz. Gözüm şimdilik başka renkleri görmüyor. Son ciciler bunlar.

Şapka Mudo
Pantolon Stefanel ( geçen sezondan)
T-shirt Mango
Kalp çanta Mango
Triko Stefanel ( 3 sezon öncesinden)
Ayakkabı Stradivarius ( geçen sezondan)

Minnoşum artık yeni annesinde



Tam 6 yıldır benimleydi.
Onunla iş buldum.
Onunla hala oldum.
Onunla gelin oldum.
Biraz daha sabretseydim belki anne de olurdum.
Ama zamanı gelmişti artık. Belki o da sıkılmıştı benden.Değişiklik istiyordu.
Tanıyınca çok sevdiğimiz cici bir annesi oldu artık onun. Eminim en az benim kadar üstüne titreyecek oğlum Cooper'ın.

26 Mart 2010 Cuma

[Trench Coat]' lar çıksın !!!



Mevsim geçişlerinde elimden düşürmediğim iki şey var.Biri kot ceketim diğeri ise trench coat'um. Güneş içimizi ısıtmaya başlamışken trench coat'larımızı dolaptan çıkarmanın vakti geldi. Tabiki Burberry 'nin yerini hiçbişiy tutmaz ama olsun idare edelim artık.

source:mylifetime.com

24 Mart 2010 Çarşamba

[Civciv ] Yumurta Pişiricisi



Civcivler yumurta pişirir mi?? Benim civcivim pişiriyor hem de istediğim kıvamda. Ben bile kıvamını tutturamazken bu yumurcak işini iyi yapıyor. Büyüklere yumurta yedirmeyi sevdirmenin başka yolunu bilen var mı??

[T-shirt Elbiseler]



T-shirt elbiselerin bu kadar çok kullanışlı olabileceğini hiç düşünmemiştim. Özellikle iş dünyasında bayanlar rahatlıkla tercih edebilir. Ben çalıştığım dönemde Morgan'da bu elbiseyi görüp almıştım. Tabir-i caizse tepe tepe kullandım. Bir önceki postuma konu olan BCBG markasının yeni sezonunda da bu tarz elbiselere rastlamak mümkün.